Akar gibi geçiyorum dünyadan Yaz baharı kışı al da öyle git Gönül yaylamızı duman sarmadan Açtığın yarayı sar da öyle

Yıllardır şu hasretinle yanarım Ağlayacak göz mü koydun sevdiğim Eller gibi vedalaştın ayrıldın Söyleyecek söz mü koydun sevdiğim Sen gittin

Akşamın vaktinde elveda derken Sende kaldı yüreğimin yarısı Sevenlerin diyarına giderken Sende kaldı yüreğimin yarısı Bahar gözlüm kır çiçeği kokuşlum

Sevdan kor ataştır yanar bağrımda Hasretin üşütür beni yazımda Sana gelem dedim fer yok dizimde Dön sılana yarim yamandır halim

Geçit vermez sıra sıra dağlar arada Nasıl sarılayım sana yoksun burada Hasretinden viraneyim şu Ankara’da Seni özledim seni özledim Bir

Şu dağların yükseğine erseler Lale sümbül mor menevşe derseler Bir güzeli bir çirkine verseler Güzel ağlar çirkin güler bir zaman

Rakı şarap açtırdım Acıları bastırdım Kanıyor bu yüreğim Nazlı yâri küstürdüm Kadehimi doldurun Zehir zıkkım doldurun Nazlı yâri küstürdüm de

Gitme turnam gitme dağlar karlıdır Yüreciğim sevda ile dağlıdır yar beni beni Senden gayrısına kalbim mühürlü Bu aşık yüreğim sana

Şu dağdaki gezene bak Gözlerinin rengine bak Mavi gözler kan kan olmuş Şu feleğin işine bak Şu dağdaki gezene bak

Bir ormanda tutup onu Bağladılar ağaca Yumdu sanki gözlerini Uyur gibi usulca Bir soğuk yel eser Üşür ölüm ölüm bile