İclal Aydın – Ağrı Tanı Merkezi
Ağrı tanı merkezinde ilk sabah,
Çare bulmaz bir sızı
Kutular içinde saklı kalanlar
Kırmızı kurdele, okumayı söktüğümde göğsüme takılan
On mektup, ilk sevgilimden kalan
Üzeri karalanmış satırlar, kendi tarihini anlatan
Dağılan, savrulan ne varsa aslında onlardan kalanlar
Şimdi bu ağrıları yaşatanlar
Yeni öğrendim, anılardan çıkmıyormuş meğer,
Ömrümden çıkanlar.
Su altında kırdığım bardak, parmağımdaki kesik,
Suda dağılan kırmızı duman.
Hiç unutulmayan, “Bir daha görmeyecek miyim seni?” diye soran,
Kargacık burgacık bir çocuk yazısı,
Yeni yılımı kutlayan.
Şimdi genç olmayan yüzler,
Havaalanında el sallayan.
Ağrı tanı merkezinde ilk sabah
Artık çekmecelerde tıkılı
Ömrümün artıkları.
Gece ve yıldız gerekmiyor,
Anımsamak için sırtımdaki sızıyı…
Duyduğum yerde o şarkıyı,
Doluyor kesip attığım, sildiğim, yok saydığım boşluklar
Ve tarih tutmuyor şimdi
Yeni alışkanlıklar.
Ağrı tanı merkezinde ilk sabah
Ayrılıklar; diş ağrısı gibi,
Ölümler; kalp ağrısı gibi,
Yok sayanlar; göz ağrısı gibi.
Ağrıyı tanımak artık ne işe yarar
Ya da doya doya ağlamak?