Şebnem Kısaparmak – Beni Çocukluğuma Götürün
Beni çocukluğuma götürün
Sarı saçlı bebeğimi özledim
Hani Almanya’dan gelen
Ağlayıp, yürüyen, şarkı söyleyen
Uyumak için beni bekleyen bebeğimi özledim
Şu yalan dünyada
Çıkarsız sevgileri özledim
Çocuk kalbini
Ve paylaşmayı sırasız
Beni çocukluğuma götürün
Doğum günümde
Lunaparka, çarpışan arabalara
Atlıkarıncaya
Hatta deve-cüce aynalara götürün beni
Kim bilir küçülürüm belki de
Yine iki top dondurma yerim külahta
Çocuklara gazoz ısmarlayıp
Yazdırırım deftere
Babam ödeyecek diye
Yokuş aşağı tornete binerim
Kışın tahta kızağa
İp atlarım, sek sek oynarım
Defalarca düşerim
Ağlarım belki ama yine gülerim
Çocuk değil miyim
Beni çocukluğuma götürün
Bayramlarda şiir okumak isterim
Bağıra bağıra marş söylemek
Madımak, bitlis ve kafkas oynamak
23 Nisanlarda
Aziz hoca akordeon çalsın isterim
Ali hoca saz bir coşku bir telaş
Ah eski günler
Beni çocukluğuma götürün
Beni çocukluğuma götürün
Haydarpaşa’ya, Üsküdar’a
Güvercinlere yem atarım yine
Dedemle el ele yürürüz belki de
Kahvede otururuz
Arkadaşları kağıt oynar, biz seyrederiz
Paramız varsa eğer simit de güzel gider
Beni çocukluğuma götürün
Ama annem çalışmasın olur mu
Okul dönüşü bana kapıyı o açsın
Kardeşime irmik tatlısı
Bana peynirli poğaça yapsın
Saçlarımı tarasın
Hep yanımda kalsın
Akşam sofralarımızı kursun annem
Yorgun ama keyifli
Etrafı mis gibi kokular sarsın
Beni çocukluğuma götürün
Ama annem ölmesin olur mu
Annem ölmesin