Tayfun Talipoğlu feat. Mustafa Özarslan – Erzurum Dağları
Erzurum dağları da gar ile boran
Aldı reğimi de derd ile verem
Sizde bulunmaz mı da bir gurşun galem
Yazam halımı da yare gönderem
Uy beni beni, belalım beni
Çıkayım dağlara da gurt yesin beni
Sataram bu canı da alıram seni
Erzurum dağına da gara gidelim
Ayvadan usandım nara gidelim
Bu elin güzeli de gönül eylemez
Gönül eyleyecek yare gidelim
Dört yanımı gurbet sarmış telinen
Yaslı yaslı bayram ettim elinen
Göz göz oldu yarelerim dilinen
Yaremi sarmaya da derman bulamam
şiir:
Bir kahvenin telvesinde buğulanırdı zaman.
Analar bize seslenirdi taş avlulardan.
Koşarak gelirdik…
Koşarak ağrıyan, yoksul çocukluklardan.
Türküler, maniler duyulurdu daracık sofalardan.
“Yara benden
Ok senden yara benden
Ne sende ok tükenir
Ne acı yara benden.”
O analar, o anılar o yıllar yaşardılar.
Analar mağrur mabetler gibi susardılar
Eyvânlarda serin yaz geceleri
kurutulmuş patlıcanları tokuştururdu rüzgâr…
Bir kahvenin telvesinde buğulanırdı zaman.
Analar bize seslenirdi taş avlulardan.
Koşarak gelirdik…
Koşarak yırttığımız sokaklardan.
Türküler, maniler duyulurdu ilenen avurtlardan.
“Su olup taşabilsem
Dağları aşabilsem
Ne kadar sevinirdim
Sana yaklaşabilsem.”
O analar, o anılar o yıllar yaşardılar.
Analar ana kokar, gül bakar, şehriye açardılar;
analar gökyüzüne ne güzel bakardılar.
Analar saçlarında aklıkları kınalarla kandırıp
kandillerde mum yakar,
yatırlarda mahçup dilekler tutardılar…
Herkesin anası bir defa ölür;
ölür kınaları, yemek tarifleri ve türküleri.
Herkesin anası bir defa ölür;
ölür sevgileri, kokuları ve öpüşleri…
Herkesin anası bir defa ölür:
Bir
hançer
birden
böler
ikiye
yüreklerimizi…
Yılmaz Odabaşı