Alaturka ne demek?
### **Alaturka: Anlamı ve Tarihçesiyle Birlikte Detaylı İnceleme**
**Alaturka** kelimesi, Türk kültürü ve müziği bağlamında derin anlamlar taşıyan bir terimdir. Genel anlamıyla „Türk usulü,“ „Türk tarzı“ veya „Türk geleneklerine uygun“ anlamında kullanılır. Ancak, bu terim zamanla özellikle müzik alanında belirli bir stilin, yani geleneksel Türk müziği formlarının Batılılaşma sürecine karşı bir tutum olarak gelişen bir kültürel yaklaşımın ifadesi olarak da anlam kazanmıştır.
### **1. Alaturka Kelimesinin Anlamı**
**Alaturka**, İtalyanca „Alla turca“ (Türk usulü) ifadesinden türetilmiştir ve Osmanlı döneminde, Batı’dan gelen „Alafranga“ (Batı tarzı) kültüre karşılık olarak kullanılmıştır. Bu kelime, Batı müziği ve kültürüyle etkileşimlerin yoğunlaştığı dönemde, Batı etkisinden uzak, geleneksel Türk müziğini ve yaşam tarzını tanımlamak için kullanılmıştır.
– **Günlük Yaşamda:** Alaturka, sadece müzikle sınırlı kalmayıp, genel olarak giyim, yemek, eğlence gibi günlük yaşamın her alanında Batılı tarzlara karşı geleneksel Türk kültürünü ifade eder. Örneğin, „alaturka yemek“ ya da „alaturka giyim“ gibi ifadeler, Batılılaşma sürecinde Batılı tarzların yerine Türk geleneklerine uygun olanı tanımlamak için kullanılmıştır.
– **Müzikte Alaturka:** Müzik bağlamında „alaturka,“ özellikle Türk Sanat Müziği’ni, Türk Halk Müziği’ni ve mehter müziğini tanımlar. Bu müzik türleri, geleneksel Türk makam sistemine dayanır ve Osmanlı döneminin müzik kültürünü yansıtır.
### **2. Alaturka ve Alafranga Ayrımı**
**Alaturka** ve **Alafranga** terimleri, Osmanlı İmparatorluğu’nda Batılılaşma sürecinin başladığı 18. yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlanmıştır.
– **Alafranga:** Batı’ya özenen, Batı kültürünü ve müzik tarzlarını benimseyen bir yaşam tarzını ifade eder. Alafranga müzik, Batı’nın tonal müzik sistemi, Batı enstrümanları ve armonik yapılarıyla şekillenmiştir.
– **Alaturka:** Buna karşılık olarak alaturka, Osmanlı İmparatorluğu’na özgü müzik ve kültür geleneklerini savunmuş ve Batı etkilerine karşı bir duruş sergilemiştir. Alaturka müzik, geleneksel makam sistemine, Türk enstrümanlarına (örneğin, ud, kanun, ney) ve ritmik yapılara dayanır.
### **3. Alaturka Müziğin Tarihçesi**
Alaturka müziğin kökenleri, Osmanlı İmparatorluğu’nun müzik geleneklerine dayanır. Osmanlı İmparatorluğu’nda müzik, sarayda, tekkelerde ve halk arasında farklı formlarda gelişmiştir. Bu müzik türleri arasında en önemli olanlar Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği ve mehter müziğidir.
#### **Osmanlı Döneminde Alaturka Müzik**
– **Saray Müziği:** Osmanlı sarayında müzik, özellikle padişahlar ve saray mensuplarının desteğiyle gelişmiştir. Sarayda Türk Sanat Müziği, en üst düzeyde icra edilir ve bestelenirdi. Bu dönemde alaturka müzik, Osmanlı’nın kültürel kimliğini temsil eden en önemli sanat formu haline gelmiştir.
– **Tekkeler ve Dini Müzik:** Osmanlı döneminde tarikat müzikleri de alaturka tarzının bir parçasıydı. Mevlevi ayinleri, ilahiler ve diğer dini müzik formları, makam sistemiyle sıkı bir ilişki içinde gelişmiş ve alaturka müziğin dinsel yönünü oluşturmuştur.
– **Mehter Müziği:** Osmanlı ordusunun mehter takımları, savaş meydanlarında ve törenlerde icra edilen alaturka müziğin bir başka önemli örneğidir. Mehter müziği, kendine özgü ritimleri ve makamlarıyla Osmanlı askeri müzik geleneğinin simgesi olmuştur.
#### **Batılılaşma Süreci ve Alaturka Müziğin Savunulması**
18. yüzyılın sonları ve 19. yüzyılın başları, Osmanlı İmparatorluğu’nda Batılılaşma hareketlerinin başladığı dönemdir. Bu süreçte, Batı müziği ve kültürü saray çevrelerinde ve aydınlar arasında popüler hale gelmiştir. Batı enstrümanları ve armonik yapıların etkisi altında olan „alafranga“ müzik, İstanbul’da hızla yayılmıştır.
– **Alaturka Müziğin Savunulması:** Batı etkisinin artmasıyla birlikte, geleneksel Türk müziği ve kültürü (alaturka) bir tür savunma mekanizması olarak güçlenmiştir. Alaturka müzik, bu dönemde Türk kimliğinin ve Osmanlı mirasının korunması gerektiğini savunan aydınlar, sanatçılar ve müzisyenler tarafından desteklenmiştir.
#### **Cumhuriyet Dönemi ve Alaturka**
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra, alaturka müzik ve alafranga müzik arasındaki bu ayrım daha belirgin hale geldi. Cumhuriyetin ilk yıllarında, modernleşme ve Batılılaşma politikaları doğrultusunda alafranga müzik teşvik edilirken, alaturka müzik daha geleneksel ve muhafazakâr bir tarz olarak görülmeye başlandı.
– **Radyo ve Müzik Eğitimi:** 1930’lu yıllarda Türkiye’de müzik eğitimi ve radyo yayıncılığı Batı müziği ağırlıklı hale gelirken, alaturka müzik daha çok özel meclislerde, geleneksel musiki cemiyetlerinde ve tekkelerde yaşatıldı.
– **Kültürel Koruma:** Ancak, 1950’li yıllardan itibaren alaturka müziğin yeniden canlanması ve korunması yönünde çalışmalar artmıştır. Türk Sanat Müziği ve Türk Halk Müziği, Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) aracılığıyla geniş kitlelere ulaşmış, konservatuarlarda bu müzik türleri üzerinde çalışmalar yapılmıştır.
### **4. Alaturka Müziğin Özellikleri**
Alaturka müzik, özellikle makam sistemi, ritmik yapılar ve kullanılan enstrümanlar açısından Batı müziğinden oldukça farklıdır. Bu müzik türünün belirleyici özellikleri şunlardır:
– **Makam Sistemi:** Alaturka müziğin temelini makamlar oluşturur. Makamlar, belirli aralıklarla dizilmiş seslerden oluşur ve her makam, kendine özgü bir seyir (gidişat) izler. Rast, Hüseyni, Nihavent gibi birçok makam, alaturka müziğin melodik çeşitliliğini sağlar.
– **Usuller:** Alaturka müzikte ritim, usul denilen belirli kalıplarla icra edilir. Usuller, farklı sürelerdeki vuruşların belirli bir düzen içinde sıralanmasıyla oluşur. Örneğin, Türk Sanat Müziği’nde „Nim Sofyan,“ „Düyek“ ve „Zencir“ gibi usuller yaygındır.
– **Enstrümanlar:** Alaturka müzikte kullanılan enstrümanlar, bu müziğin karakterini belirler. Ud, kanun, ney, tambur, kemençe gibi enstrümanlar, alaturka müziğin vazgeçilmez unsurlarıdır.
### **5. Alaturka ve Batı Müziğindeki Yansımaları**
„Alla turca“ terimi, Batı müziğinde de etkili olmuştur. 18. ve 19. yüzyıllarda Batı dünyasında Türk kültürüne ve Osmanlı İmparatorluğu’na duyulan ilgi, müzikte de kendini göstermiştir.
– **Mozart’ın Türk Marşı:** Wolfgang Amadeus Mozart’ın “Rondo Alla Turca” adlı eseri, Batı müziğinde Türk etkisinin en bilinen örneklerinden biridir. Bu eser, 18. yüzyılda Avrupa’da Osmanlı İmparatorluğu’na ve özellikle Mehter müziğine olan büyük ilginin bir sonucu olarak bestelenmiştir. Her ne kadar yaygın bir efsane Mozart’ın bu eseri Osmanlı ordusunun Viyana kuşatmaları sırasında duyduğu Mehter müziğinden etkilenerek bestelediğini iddia etse de, bu tarihsel olarak doğru değildir. Ancak, o dönemde Avrupa’da yaygın olan “Türk Modası” ve Mehter müziğinin Batılı besteciler üzerindeki etkisi, bu eserin ritmik yapısına ve marş havasına ilham vermiştir. Bu bağlamda, “Rondo Alla Turca,” Mehter müziğinin Batı müziğine yansıyan bir örneği olarak kabul edilir ve “Türk tarzı” anlamında “Alla Turca” adını almıştır.
– **Türk Tarzı Müzik:** Bu dönemde Batılı besteciler, Osmanlı mehter müziğinin ritmik yapılarından ve tınılarından etkilenmişlerdir. Bu etkileşim, Batı müziğinde „Türk tarzı“ olarak bilinen bir stilin ortaya çıkmasına yol açmıştır.
### **Sonuç**
**Alaturka**, hem Türk kültüründe geleneksel yaşam tarzını hem de Türk müziğinde özgün melodik ve ritmik