nerden başlasam bilmiyorum
yavrum sana söylüyorum
daha tüp yokken gaz ocağında
odun ateşinde yemek pişirilirken
şimdi ankestra ocakları beğenmez olduk
bulaşığı kazanda ovada durularken
şimdi bulaşık makinesi çalıştırmak zor geliyor
yağmurda tavanı damlayan toprak evi loğlarken
şimdi tripleks evleri beğenmez olduk
zamanın en güzel yemekleriydi
balcaney, dev, melhuitte, keşkek, danreş beşiki
hamburger, tost, sandviç ve pizza nereden çıktı peki
siyah beyaz televizyonda ünlü birini dinlemek için bayramı
sinema seyretmek için cumartesini beklerdik
her gece Adile Naşit bizlere masal anlatırdı
öyle uyuturdu
müziği plakta dinlerken ne güzeldi
takardık pikaba plağı
bol bol dinlerdik
Nuri Sesigüzel’i, Zeki Müren’i, Aşık Mahzuni’yi, Şükran Ay’ı,
Kıbrıs radyosunda istekler programını
dinlemek için
iple çekerdik pazarı
aşkı anlatırdı
sevdayı söylerdi
hoyratlar, gazeller, uzun havalar
Nemr-i Ala, Aşığri, devrişi Addi
ne güzeldi bir zamanlar
şimdi ise allah belanı versin, domuz griylo canın çıksın, insafsız, gibi şarkılar
Çarli’nin Meleklerinde Kelly’yi
Dallas’ta bayan Elly’yi
şeker kız Candy’yi
Laurel ve Hardy’yi
Tom ve Jerry’yi seyretmek için
günlerce beklerdik hiç usanmadan
çizgide seksek sekerken,
çelik çomak oynarken,
çamurda misket yuvarlarken,
körebe beştaş oynarken
şimdi Google, Youtube, Twitter, Facebook
hayatımızın vazgeçilmezi olmuş
müziği Youtube’de
oyunu iPad’de
arkadaşı Facebook’ta
arıyoruz artık